Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, kapsamlı bir soruşturma sonucunda hazırlanan 1399 sayfalık iddianame ile dikkat çekti. İddianamede, suça konu 197 eylem detaylı bir şekilde sıralandı. Şüphelilerin telefon konuşmalarını içeren kayıtlar ve bu görüşmelere dair değerlendirmeler de dosyada yer aldı.
Ayrıca, suç örgütü üyelerine ait HTS (Hücresel Telekomünikasyon Servisi) kayıtlarının bulunması, durumu daha da çarpıcı hale getirdi. Bu kayıtların içeriği, soruşturma sürecindeki gelişmelerin ve örgütün faaliyetlerinin boyutunu gözler önüne serdi.
Detaylı incelemelerin sürdüğü iddianame, ilerleyen günlerde davanın seyrini belirleyecek önemli bir belge olarak değerlendiriliyor.
Şüpheli Hemşirelerden ‘Pişmanlık’ İfadesi
İstanbul’da 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle iş birliği yaparak, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk eden ve bu süreçte ölümlerine neden oldukları iddia edilen 47 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı. Aralarında 22’sinin tutuklu bulunduğu bu şüpheliler, haksız kazanç elde ettikleri öne sürülüyor.
İddianamede bazı şüphelilerin, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istedikleri belirtildi. Şüpheli hemşireler Hakan Doğukan Taşçı ve Hasan Basri Gök, pişmanlık ifadeleri vererek süreçteki rollerini kabul etti. Bu gelişme, davanın seyrini etkileyebilecek önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının fezlekesinden yola çıkılarak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamede, şüphelilerin ifadelerine yer verildi.
Bu ifadelere göre, şüphelilere sorgularında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyip istemedikleri de soruldu. İddianamede örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen şüpheli Dr. Fırat Sarı, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemediğini söyledi.
“Tıp Fakültesinde okuduğum zaman ‘PKK örgüt üyeliği’nden hüküm giyerek 5 yıl civarı cezaevinde yattım. Cezaevinden sonra okuluma tekrar dönüp bitirerek, mezun oldum.” diyen Sarı, yaklaşık 7-8 yıl önce Medisense Sağlık Hizmetlerini kurduğunu ve yüzde yüz hisseli sahibi olduğunu kaydetti.
Geçimini doktorluk mesleğini yaparak sağladığını anlatan Sarı, “Danışmanlık verdiğimiz hastanelerde tüm prosedürler yasalara uygun şekildedir. İl Sağlık Müdürlüğünün tuttuğu tutanakla ilgili olarak tespit edilen eksiklikler hastane yönetimi ile alakalı eksikliklerdir. Epikriz yazılması ile ilgili eksiklikler doktorun sorumluluğundadır.” ifadelerine yer verdi.
İddianamede, bir hastaneye yapılan denetimin ardından bir şüpheli ve hastane çalışanının konuşması şu şekilde yer aldı:
“A.K: Denetim geldi mi sana da diyecektim.
Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Geldi. Bu çocuk entübe gözüküyor sistemde.
A.K: Benim burada üç koli dosya vardı, iyi ki onları fark etmediler.
Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Bu normal değil. Ben on beş yıldır çalışıyorum. Hayatımda böyle bir denetime girmedim. Cezalık bir şey değil. Ceza kesmek istediğinde gelir iki tane şeye bakar cezasını keser, parasını alır, çıkar gider.
A.K: Doğukan sence sadece Fırat Hoca’nın işletmelerine mi yapıldı?
Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Sanmıyorum. Fırat Hoca bu kadar önemli bir insan değil. İstanbul’da bu kadar koordineli bir iş yapmazlar.”
Bebek bir hastanın durumuyla ilgili örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen’in konuşmalarıysa iddianamede şu şekilde yer buldu:
“Şüpheli İlker Gönen: Şimdi Serenay beni aradı. Sabah beş buçukta diyalize giren var ya, o ölecek ben diyalizi yandan takmak zorunda kaldım. İlk çalıştı sonra çalışmayı durdurdu.
Şüpheli Fırat Sarı: Durdu ha.
Şüpheli İlker Gönen: Ölecek zaten çocuk. Beş buçukta damar yolu gitmiş, Serenay damar yolu için gelmiş. Satılmış niye geliyorsun diye kızmış.”
“HAYVAN GİBİ AĞLIYO”
İddianamede, hayatını kaybeden bir bebekle ilgili Hemşire Çağla Durmuş ve Dr. İlker Gönen’in konuşmaları da yer aldı. Konuşmalar şöyle:
“Şüpheli Çağla Durmuş: Hocam Karakoç ex. Şu anda şey, kalp tepe atılması seksen, satürasyonu otuz ama o seksen de adrenalinle yani.
Şüpheli İlker Gönen: Adrenalinle, tamam yapacak bir şey yok
Şüpheli Çağla Durmuş: Aynen öyle ölüm morlukları falan da oluştu.
Şüpheli İlker Gönen: Tamam.
Şüpheli Çağla Durmuş: Aileye de kötüleşti diye haber verdik şimdi şu adrenalin etkisi geçene kadar kapattım kuvözün entübe… Makinada birazdan ex kabul ederiz yani.
Şüpheli İlker Gönen: Hahaha, neyse bir şey diyecektim de…
Şüpheli İlker Gönen: Aspirasyondan mı öldü yani?
Şüpheli Çağla Durmuş: Yani, ya zaten rengi falan iyi değildi, onun öleceği belliydi ama şey yani aspire etmiş.
Şüpheli İlker Gönen: Sabah gördük hayvan gibi ağlıyo, tamam rengi kötüydü ama.
Şüpheli Çağla Durmuş: Onun bir o süreci kaybetmişiz yani biz, dönebilme sürecini.
Şüpheli İlker Gönen: Uff tamam, yapacak bir şey yok yani.
Şüpheli İlker Gönen: Hah yani neyse Dursun abiyi gönderme. Aile gelene kadar tamam mı?
Şüpheli Çağla Durmuş: Hı hı tamam. Ben dosyada kötüleşip entübe olmuş gibi göstereyim.
Şüpheli İlker Gönen: Tamam.”
Bebeğin babasının şüpheli ölüm şikayeti üzerine ise şüpheliler arasında şu konuşma geçti:
Şüpheli İlker Gönen: O tedaviler IV görünsün ha. Oral görülmesin.
Şüpheli Çağla Durmuş: Tamam tamam.
Şüpheli İlker Gönen: Şöyle, Fırat abiyi aradım meşgul. Şöyle diyeceksin, böyle böyle kötüleşti, işte ondan sonra entübe ettik, solunumuna baktık kalbi düştü. Müdahalesini yaptık ıvır zıvır. Dursun abiyle ağzın bir olsun yani.

